Ramazan Motivasyonu

GİRİŞ: 27.04.2020 13:31      GÜNCELLEME: 27.04.2020 13:31
Rasthaber -  Farsça bir kelime olan "oruç" sözcüğü, terminolojik olarak "tutmak", "susmak" ve "hareketsiz kalmak" anlamlarına gelmektedir. Orucun Arapça karşılığı ise "savm" veya "sıyam" olarak telaffuz edilir.

Dinî ıstılahta ise, "imsaktan iftara kadar, mükellef bireyin yemekten, içmekten ve bazı davranışlardan kendisini alıkoyması" demektir.

"Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki sakınırsınız." (Bakara:183)

Görüldüğü gibi oruç diğer birçok ibadet türü gibi kadim ümmetlere de farz kılınmış. Fakat geçmiş dinler tahrif edilmiş olduğu için oruç ibadetinin içeriğini değiştirmişler. Hıristiyanlar kutsal addettikleri  günlerde et ve et mamüllerini yemeyerek oruç tuttuklarını söylemektedirler...

Biz Müslümanlarda oruç ibadeti orijinalliğini koruyor olmakla birlikte, her Ramazan ayı geldiğinde bir takım ifrat derecesinde bidat uygulamalara tanık olabilmekteyiz. Ramazan ayı bazı varsıl (tuzu kuru) kesimlerce gösteriş, şatafat ve her türlü israfın yapıldığı merasimlere dönüştürülmektedir. Bu yıl ilk defa kovid-19 salgın hastalığından dolayı yaşanan izolasyonla insanlar evlerinden çıkamadıkları için lüks otellerin pahalı salonlarında düzenlenen görgüsüz iftar sofraları yapıl(a)mamaktadır. Öte yandan kahvehaneler, lokantalar, kebapçılar, dönerciler ve fast food yerleri de kapalı. Eskiden istisnai olarak tek tük lokantalar açık olsa da camlarına perde çekilirdi. Edep - haya diye bir şey vardı. Son yıllarda ise bu mekânlar aleni olarak açıktı. (İsviçre'de iken Afrikalı Hıristiyan bir arkadaşım anlatmıştı: "Ramazan ayı boyunca Müslüman komşularımız rahatsız olmasın diye gündüzleri evlerimizde yemek pişirilmez, kızartma yapılmazdı.) 

"Koronavirüs sayesinde Ramazan ayı, uzun yıllar sonra ilk defa ruhuna uygun bir sadelikte geçiyor" desek yeridir. Ramazan şatavat, şov ve gösteriş yapma ayı değildir. 
Oruç her şeyden önce bir ibadettir. Oruç kurbiyyettir, oruç Allah Teâlâ'ya yaklaşma vesilesidir. Ramazan ayı 11 ayın muhasebesidir. Oruç hataların telafi edilmeye çalışıldığı, günah kirlerinden arınmaya çalışıldığı, bir aydır. Ramazan ayı, fizikî ve manevî hastalıklardan kurtulma ayıdır. Ramazan ayı, sağlığa kavuşma ayıdır, bu yüzden Ramazan bir rehabilitasyon ayıdır. 

Ramazan, eylence ayı değildir, takva libasınının kuşanıldığı bir aydır. Ramazan, nefs tezkiyesinin en iyi şekilde yapılabileceği bir aydır. Oruç ibadeti ile aç kalmakla nefsin doymak bilmeyen ihtiras ve iştahına ket vurmaktır. Oruç, nefsi dizginlemek, nefse gem vurmaktır. 

Oruçlu insanda şefkat ve merhamet duyguları daha belirgin hâle gelir. Ve oruç tutan kişi bu durumda yoksul insanlara karşı empati yapar, onların hâlini düşünür ve onlara yardım elini uzatır. 

Oruç başlı başına bir otokontrol mekanizmasıdır. İnsan oruçla sorumluluklarını hatırlar. Oruç tutan kişi tutum ve davranışlarını dinî ölçülere göre düzenlemeye azami derecede çaba harcar. Oruç, özellikle insanın irfanî ve vicdanî duygularının gelişmesini sağlar.

Oruç, Müslüman kimliğinin gelişiminde büyük bir motivasyon aracıdır. Öyle ki nefsin açlıkla terbiye edilmesi kişide şefkat, merhamet ve dayanışma gibi yüce erdem ve fazilet duygularını geliştirir. Oruç Müslüman bireyin, diğer insanlara karşı tutum ve davranışlarında alçak gönüllü cömert ve hoşgörülü davranmasını sağlar ve onu sosyal dayanışmacı kılar.

Zira, oruç tutan kişi pratik olarak açlığın nasıl bir "mide kazıntısı" olduğunu anlar idrak eder ve yoksulluktan, imkansızlıktan, zekat hakkının verilmeyişinden dolayı açlık ve sefalet ile pençeleşen insanların çektiği ızdırabı daha iyi anlar. Atalarımız boşuna söylememiş, "Tok açın halinden anlamaz."

Meslek eğitimindeki stajyerlik gibi oruç pratik olarak aç kalıp, aynı durumda olanların halini anlamanın en öğretici yoludur. Ayrıca yoksulların içerisinde bulunduğu hâli düşünen bir insanın açlığın ve sefaletin sebeplerini de düşünmesi kaçınılmazdır. Oruç vasıtasıyla böylesi bir haslet ve duyarlılığa sahip olan mü'min Rahman olan Yüce Allah'ın yeryüzünü her türlü nimetlerle donatıp yaşanır kıldığını, ancak haksız kazanç sahiplerinin, aç gözlülerin, çağdaş Kanun'ların, komprador burjuva sermayedarlarının, emek ve alın teri sürücülerinin doymak bilmeyen ihtirasları yüzünden bu nimetleri nasılda gasp ve talan ettiklerini düşünür. Ve dünya genelindeki açlığın ve sefaletin alın yazısı olmadığını anlar. 

Kısacası oruç insana açlığı tattırmakla fakirleri, yoksulları düşündürür ve sosyal adalet duygusu aşılar. Ayrıca yeryüzünde eksik olan bu adaletin yönetim erki tarafından tesis edilmesi gerektiğini düşünür. Evet, ihtiyaç sahibi insanlar karşısında Müslüman kişinin kendi bireysel sorumlulukları olmakla birlikte devlet mekanizmasının uhdesinde olan resmî - kamusal görevler vardır. Oruç, bir yönüyle İslâm ümmetine bunu da hatırlatır. Zira Ramazan topyekûn muhasebe ve bilinçlenme ayıdır...

(Ali Erdem Koral)

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM